16 Kasım 2010 Salı

Köyümde Yeni Yaşam Başladı.......


Bu senenin yarısında şehir merkezindeki yaşamımı terk ederek şehir dışına taşındım. Üç aydır evi düzenlemek ile uğraşıyorum. Zormuş dostum hemde çok zor.

Evim elli m2 ama tam benim ihtiyaçlarıma göre, yeterli oluyor. Salon ve mutfak bir arada,  anlayacağınız  yemek yemek için fazla uzağa gitmeme gerek kalmıyor hepsi bir arada. Hani şu üçü bir arada kahveler var ya onun gibi.



Burası yemek alanı, burda hem yemek yiyorum, hem televizyon seyrederken yazılar yazabiliyorum.
Önünüzde bilgisayar,televizyon,arkanızda kahve malzemeleri, sağınızda buzdolabı Ye ,iç, Gez,toz, Dua Et Sev sev sev hep sev .........
Burası hem çalışma odam, hemde misafir odam. Şehir dışından gelenler, yazın hafta sonu havuz sefası için gelenler burda kalacak.

 Bu dolabın içinde neler neler var bir bilseniz. Her santimini planladım. Dolabı kuran Ikea'cı arkadaş çok şaşırmıştı, "a herşeyi ayarlamışsın abla " demişti.

Yatak odasını pek kullanamıyorum, genelde salonda televizyon karşısında  koltukta uyuya kalmış oluyorum. Bu huyumu bildiğim için koltuk alırken üzerinde en iyi uyanılacak modeli bulmak için her yeri dolaşmıştım. Başka bir yerde de kalacaksam mutlaka televizyonlu oda yoksa mutlaka salonu seçiyorum.
Yalnız yaşamanın dayanılır hafifliği...........

 Sadece sabahları kıyafet seçimi için dolapların karşına geçiyorum.

Girişi büyük ve ferah........Facebook'da bir soru vardı işte o sorunun cevabı "antrede taburenin üstünde"


Evimde en sevdiğim iki köşe.
Birincisi, girişteki bu köşe. Dolabı bir kız arkadaşım vermişti, ben yeni eve taşınırken lake'ye boyattım. Ama bir türlü kulpun nasıl olacağını bilemediydimde, Zara home'da aynalı bu kulpleri görünce çok sevip hemen aldım. Vazo bir arkadaşımın ev hediyesi, Paşabahçeden. Yaşam ağacı var üstünde. Duvardaki objeler Ikea'nın yılbaşı süsleri  aynadan melek, kalp ve yıldız.

Ben hayatımın bu dünyada yıldızların altında,sevgiyle, parlak geçmesine ve melekler gibi bir yaşam sürmeye  niyet ediyorum. Bu köşede bu niyetimin bir aynası..........

buda dolabın önceki eskitme hali 


İkinci Köşe salonda;
Birgün eski işyerimde çalışırken "ben melekler altında olmalıyım " diyerek şehirdeki tüm melekleri almıştım. Eski müdürüm de izin vermişti de, bilgisayarımın yanındaki duvara bu melekleri asabilmiştim.
Şimdi evimde en sevdiğim köşe burası. Koltuğu yine bir kız arkadaşım vermişti, ben bu hale getirdim. Lake ve beyaz.....

Buda koltuğun eski hali, ben yeni halini daha çok seviyorum.

Bu sene keyfini çıkaramadım ama seneye yazılarımı burdan göndereceğim size havuz başında içkimi yudumlarken.......


 Sitenin doğalgazı bağlanmadan şelalesi yapılmıştı. Bu duruma çok söylenmiştim de işyerinden bir arkadaş beni her gördüğünde "şelale nasıl diye " soruyordu. İşte Tolga'cım şelalemiz, içinde de üç tanede kaplumbağa var artık..

Kendime kıyafet alrken elim hep siyaha, evime bir şey alırkende hep beyaza gidiyor. Beşiktaşlığımdan mı? babamın "beyaz evrensel renktir" söyleminden mi bilemiyorum. Evimde her şey beyaz.

Genelde Ikea ve Zara home'cuyum. Evim Ikea'nın elli metre kareye böyle döşedik konseptini anımsattığından kendilerinden bir ödül bekliyorum habeleri olsun.

Yeni hayatımı çok seviyorum birde şu işe gidiş-gelişlerim olmasa. Ne zaman kaybı yarabbim.......

Site 772 haneli herkes taşındığı zaman 2.000 kişi olur herhalde. Şırnak'daki bir köy kadar anlayacağınız.

Artık köyüme gidiyorum desem başım ağrımaz.
Pin It

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Great! The file uploaded properly. Now click the 'Verify my file' button to complete the process.