24 Eylül 2010 Cuma

Günün Sözu

"İnsanlara evrensel anlamda yardımcı olmak istiyorsan onların ne iseler o olmalarına yardım et"

"If you want to help someone in a cosmic sense,help them get on the path to self awareness"

Ausey Pin It

11 Eylül 2010 Cumartesi

Sevgi, Sevgi, Sevgi

Uzun zamandır arkadaşlarımdan, kardeşimden evde besledikleri evcil hayvanlarının hiyakelerini dinliyor ve çok eğleniyordum.

Georgia,Yaramaz,Nazo,Cindy,Pati,Mayra.....

Hani ebeveynler bir araya geldiği zaman çoçuklarının hikayelerini anlatır ya, benim kız şöyle yaptı, benim oğlan böyle yapıyor... onun gibi.

Arkadaşlarım çoçuklarından bahsettiği zaman bir çok konudan haberim , ilgim olmadığından hem anlatılanlara fransız kalıyorum, hem de anne-babaların çoçukları için yaptığı bir cok şeyin aslında gelecek, kaybetme gibi korkulardan kaynaklandığını gözlemler hep içim sıkılır,yüreğim daralır.

Oysa evde besledikleri hayvanları için  hep guzel şeyler anlatıyorlar hal böyle olunca da anlatılan her şeyde sevgiyi hissediyorsun ve coğu çok komik hikayeler, çok eğleniyorsun.

Aşağıda dostum Neslihan Ayanoğlu'nun yazısını sizinle paylaşmak istedim. Ben sadece yaramaz ile tanıştım. Yaramaz lazca konuşabiliyor ve Beşiktaş'lı.


Sizde paylaşmak isterseniz çok sevininirim.....Yazınızı ve resimleri bekliyorum.

Yaramaz ve Nazo


Size biraz Yaramaz ve Nazo’dan bahsetmek istiyorum. Yaramaz hakkında her yerde konuşuyordum ama ilk defa yazıyorum. Bu benim için değişik bir durum.


Yaramaz benim papağanım. Yanda daha bebekken çekilmiş bir fotoğrafı var. Yaramaz ailemize 1999 Mart’ında katıldı. Afrika’daki bir papağan çiftliğinde 1998 Kasım’da yumurtadan çıkmış. Yani o bir Akrep. Evet insanlar gibi evimizde beslediğimiz canlılarında bir burcu var tabii. Yaramaz’ın tam bir Akrep olduğunu söyleyebilirim.

Yaramaz’ın cinsi Jako, yani Gri Afrikan. Jakolarda iki cins oluyor; daha büyük açık gri tüylü ve parlak kırmızı kuyruklu Congo’lar (Türkiye’de daha çok bu cins var) ve daha küçük ebatlı, koyu gri tüylü ve bordo kuyruklu Timneh’ler. Timneh’ler için genelde ikinci sınıf Jako tabiri kullanılıyor nedeni de konuşma yeteneklerinin Congo’lar kadar iyi olmaması. Buna karşılık Timneh’ler insana daha yakınlar ve daha oyun seviyorlar. Yaramaz bir Timneh. Yaramaz’a ne isim vereceğimizi uzun uzun düşünmüştük. O kadar hareketli ve o kadar yaramazdı ki, ben yaramaz deyip durunca ismi bu kaldı.

Kendi isminden nefret ediyor onu söyleyebilirim. Kelimelerin anlamını söyleniş tarzından negative veya pozitif diye mi tanımlıyor, yoksa bizim sesimize kattığımız duyguyu mu yakalıyor bilemeyeceğim ama tüm sözcüklerin anlamını yakalıyor. Ben ona Yaramaz dedikçe o da bana Şişko diyor. İsim konusuna misilleme yapmak için o da bana Şişko adını taktı sanırım. Akrep olduğunu söylemiştim değil mi. Ama ben ona ‘cici kızım’ deyince o da bana ‘cici kuş’ diyor.

Yaramaz artık 12 yaşında. Ve ailemizin bir ferdi. Arkadaşlarım bazen kaç kelime konuşuyor diye soruyorlar, ben de bilmiyorum diyorum. Çünkü papağan duyduğunu tekrarlar cümlesi tamamen yanlış. Papağan duyduğunu uygun yerde tekrarlıyor. Bazen çok alakasız bir zamanda, o ana uygun öyle kelime kullanıyor ki bunu ne zaman ve kimden öğrenmişti acaba diye düşünüyoruz.

Bizimle günlük hayata katılmayı çok seviyor. Mesela ben bilgisayarda çalışırken ekranın üstüne konup merakla beni izlemeyi çok seviyor. Eve biri telefon mu etti. Hemen ciyak ciyak bağırmaya başlıyor. Yanına gitmeli ve falanca aradı, filanca dedi diye bilgi vermelisin. Yoksa gürültüden duramazsın. Annem bazen babaannemin ruhunun Yaramaz’da olduğunu söylüyor. O da hayatta iken aynısını yaparmış. Annem telefonu kapatıp gidip ona haber verirmiş.

Yaramaz ile ilgili 12 yılda çok anı biriktirdik tabii. Çok korkak bir hayvan. Aslında doğada hiç yaşamamış. Ama atalarının genlerinden gelen bir korunma iç güdüsü var. Yabancıların yanında asla konuşmuyor mesela. Korktuğu bir şey olunca yavaş yavaş kafesin köşesine gidiyor ve annemin onu sakinleştirmek için söylediği sözleri tekrarlıyor. ‘korkma annem korkma’ Ama bu arada sesi resmen titriyor.

Sahiplenme duygusu çok gelişmiş. Normalde oturma odası Yaramaz’ın odası. O öyle kabul etti. Onun onayı olmadan odanın şeklini bile değiştiremiyoruz. Bu size şaka gelebilir ama bir kere televizyonu odadan çıkarttık. 2 gün ciyak ciyak bağırdı. Onu susturmak için tekrar yerine getirmek zorunda kaldık.

Ama çok sevimli yönleri de var. Duyguları çok iyi yakalıyor mesela. Bir gün hasta idim ve ateşim çok çıkmıştı. Evde yatıyordum. Yaramaz’ın odasında!!!. Gözümü bir açtım, yastığın üzerinde, burnumun dibinde bir gaga ve üzgün, kaygılı bakan bir çift göz. Uçup yanıma gelmiş ve nasılım diye kaygı ile beni izliyor sessizce.

Ve ailemizin ikinci kızı Nazo. O da kardeşimin Alman Kurdu. Nazo 5 yaşında ve bir Balık. Bebekken yandaki gibi görülse de şu anda görüntüsü devasa ve ürkütücü ama çok sevgi dolu bir köpek. Belki bütün köpekler böyle oluyor bilemeyeceğim. Ben Yaramaz’ın ne kadar kindar ve kafasına buyruk olduğunu görünce, Nazo bana çok uysal görünüyor. Aslında Nazo ve Yaramaz aynı evde yaşamıyor. Ama arada bir biraraya geliyorlar. Tabii önceleri birbirlerini görünce pek tepki vermiyorlardı ama beş senede birbirlerine alıştırlar. Bunun tek nedeni ise ortak düşmanları KEDİLER. Yaramaz kardeşimin bahçesinde bir kedi onu kafesi içinde yemeye çalışana kadar kedilerden korkmuyordu. Ama artık milyonlarca korkusundan biri de kediler. Nazo ise tek bir konuda hassas, yemeği. Bir gün kedilerden biri onun yemek tasına yaklaşma hatasını yaptığından beridir kediler onun da düşmanı. Annem ikisinin arasını yapmak için Yaramaz’a demiş ki, ‘Nazo seni kedilerden koruyor kızım’. Bu cümle ona yetti. Artık Nazo onun kankası.

Ama Yaramaz bir Akrep. Arada zehirini sokmalı tabii. Sonuçta arada Nazo’yu da seviyoruz. Bunun bir cezası olmalı. Nazo’nun zaafını da keşfetmiş, YEMEK. Bazen aynı annemin ses tonu ile Nazo’yu çağırıyor. O da annem onu çağırdı, pencereden yemek verecek diye pencere dibine koşuyor aynı yandaki şekilde. Bekliyor, bekliyor ama annem ortalarda yok. Süklüm püklüm kulübesine gidiyor. Tam o sırada bizimki yine aynı şekilde Nazo’ya sesleniyor. Nazo yine pencere dibinde. Nereden bilsin o ses pencere dibindeki o bit kadar şeyden çıkıyor.

Evde birlikte yaşadığımız canlılar çok şekerler. Cinsleri ne olursa olsun bence hepsinde ortak olan tek muhteşem yön var, sonsuz sevgileri Pin It
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Great! The file uploaded properly. Now click the 'Verify my file' button to complete the process.