30 Eylül 2011 Cuma

Hafta Sonu Gezmeleri / Anadolu Kavağı

Anadolu Kavağı
Bu hafta sonu Anadolu Kavağına gidiyorum.

Anadolu Kavağına; Eminönü'nden vapurla yada Kavacık kavşağından arabayla gidilebilir.

Ben araba ile gidiyorum. Yol yeşil olduğu için çok güzel, ruh dinletici.

Anadolu Kavağı
Burası vapur iskelesi ve  sağında solunda restoranlar, dondurmacılar, waffle'cılar bulunmakta.

Anadolu Kavağı
İskelenin karşısındaki vapurdan inince bu meydanda sizi,  Evriye Hanım çeşmesi  karşılayacak.

Evriye Hatun Çeşmesi-1785-1786
Ama şaşırmayın Çeşmenin hali vahim. Çevresi çok pis ve bakımsız. Bu görsel kirliliğe Beykoz  Belediye'sinin nasıl izin verdiğini  anlamak ise hayli zor.

Evriye Hatun Çeşmesi-1785-1786
Şimdilerde, Evriye Hatun Çeşme'sinin kitabesi bulunarak yada kayıtlardan kopya edilerek Topkapı Sarayında sergilenmekte.

Anadolu Kavağı
Hamsi Anadolu Kavağına çıkmış.....

Anadolu Kavağı
İskeleden yukarı doğru Yoros Kalesi'ne çıkıyoruz. Burası genelde askeri bölge olduğu için resim çekmek yasak. Bende size yol üstünde sevdiğim bu evleri resimledim.

Yol çok yokuş, bence araba ile gidilmiş ise mutlaka araba ile çıkılmalı.


Anadolu Kavağı
Eski Osmanlı mimarisindeki bu ev semtin dokusuna çok uygun. Yol boyunca turistler ile karşılaşıyoruz. Hayli turistik bir bölge.

Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
Yoros Kalesi'nin ismi dağ anlamına gelen Oros kelimesinden , Kutsal Yer anlamına gelen Heiron kelimesinden ve Zeus'un uygun rüzgarları anlamına gelen Ourios kelimesinden geldiği üzerine çeşitli görüşler var ama bence kale hepsini kapsıyor.

Çok rüzgarlı bir dağda, Marmara ile Karadenizi birbirine bağlayan kutsal bir yer gibi sanki.



Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi


Kale 500 m uzunluğunda 60-130 m genişliğinde.


Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
Geçen sene Yoros kalesi Ören yeri olarak ilan ediliyor ve kazı çalışmaları başlıyor. Bu bölgede Zeus Tapınağı kalıntılarına ulaşılması bekleniyor.

Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi



Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
Manzarası çok hoş.


Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi

Bir diğer adıda Ceneviz Kalesi olsada burası bir bizans yapıtı.

Kalede 1305 yılında Türkler , 1348'de  Cenevizliler, son olarakda  14. yüzyılda  Osmanlılar hüküm sürüyor.

Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
Buranın suları ve inciri meşhur. Halkı gemici ve bağcı.

II. Beyazıt döneminde cami ve hamam inşa edilmiş ama şimdilerde yok.
Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
İşte Boğaz'ın Karadenize kavuştuğu yer. Balık avlama yasağı bittiği için bir çok gemi ağlarını denize atmıştı. Rastgele...

Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi

Bu görüntü ise Marmara'ya doğru...

Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi

Yoros Kalesine çıkışda bu tekne çok hoşumu gitti. Yaratıcı yurdum insanı, tekneyi saksıya çevirmiş.

Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
Bereket kuşları kaleye çok yakışmış...


Anadolu Kavağı- Yoros Kalesi
Sahildeki balık lokantalı çok dolu olduğu için biz dağ havasında et yemeği tercih ediyoruz. Kale içinde yer alan salaş Yoros Cafe'de mola veriyoruz.

Köfte ve salata ısmarladık. Köfte vasatın altında olmasına rağmen, salata çok güzeldi. Hele kendi yapımları ekmekler enfes. O kadar açıkmışız ki manzara eşliğinde soluksuz yemek yiyince resim çekmeyi unutuyorum. Kişi başına 25 TL ödüyoruz.

Bu oturduğumuz masadan görünen manzara. Yeşil ve Mavi bir arada, birde gri bulutlar.

Anadolu Kavağı Yoros Cafe
Yoros Cafe'den yemek üstüne  sahilde kahve içeriz diye ayrılıyoruz. Ancak sahilde kahve içeçek yer bulamadık. Bir dondurmacıda zar zor bir masa bularak kahve içiyoruz.
Anadolu Kavağı'nın en zor yanı deniz ile aranıza lokantaların girmesi. Şöyle doya doya sahili seyrederek kahve içme imkanınız yok.

Anadolu Kavağı
Buranın profilini anlamak biraz zor geldi. Gözünüz kapalı anlatabileceğiniz bir  Etiler profili, Ortaköy profili vs. burda çok zor. Kendime hep bu soruyu sordum " Anadolu Kavağı'nın tercih eden profil ne diye" ama bulamadım.

Anadolu Kavağı
Beni en çok şaşırtan bir diğer yanıda garsonların kavgası idi. Yukarda Yoros Cafe'de iki garson birbiri ile müşterileri hiç takmadan kavga edince bunun bir anlık patlama olduğunu düşünüp üzerinde durmamıştım. Ama aynı manzaralar sahildeki lokantalarda da olunca buraya özgü bir bir yapı olduğuna karar verdim.

Anadolu Kavağı
Kış aylarında tüm restaurantların kapalı yerleride mevcut.

Anadolu Kavağı
Gezilecek alanlar çok dar, çok da tıkış tıkış. Bence en güzel yanı girişdeki sahil kısmı. Bahar aylarında sezlonglar ile gelinip, piknik yapılıp kitap okumak daha uygun olacaktır. Bir daha sefere bunu deneyeceğim.

Bakalım siz beğenecekmisiniz.....



Pin It

24 Eylül 2011 Cumartesi

Dünya'yı Etkileyen Fotograflar

Dalí Atomicus Philippe Halsman, 1948


Atom çağının başlaması....

Zıplayan insanları  fotoğraflamasıyla tanınan Halsman'ın bu fotoğrafı Life dergisine kapak olmuştur.
Bu resimde su yerine süt kullanılması düşünülmüş ancak II. Dünya savaşı sonrasında insanları tedirgin edeceğinden vazgeçilmiş.



Ernesto Che Guevara'nın Cesedi   Freddy Alborta, 1967


Ölümünde bile huzurlu bir yüz ifadesiyle herkesi bağışlayan bir devrimci.... 

Şimdi bilinmeyen bir yerde gömülü olan Bolivya özgürlük savaşçısı, tüm dünyanın önde gelen devrimci liderinin ölümünün kanıtı olarak ABD ordusu ve CIA tarafında çekinlen  resmi...



Einstein with his Tongue Out   Arthur Sasse, 1951


Bir dahinin muziplik anlayışı..
Princeton Kampüsünde Prof Einstein'in 72. doğum günü için verilen parti sırasında çekilmiş. Nobel ödüllü bir bilim adamı beyni kadar kişiliği ile anılmaktadır.



Gandhi at his Spinning Wheel  Margaret Bourke-White, 1946



Sessizliğin sesi.....
Öndeki bu tekerlek Hindistan'ın bağımsızlık çabasının sembolu. Gandi bu resim çekilirken konuşmama-sessizlik gününde (silence day).

Gandi parlak ışık sevmediği için White'a sadece üç resim çekmek için izin veriliyor. İlk çekimi başarısız oluyor, ikincisinde de kamerayı açmayı unutuğu için siyah bir resim çekiyor ve üçüncü çekim de bu resim .

Life dergisi fotografçısı White'ın çektiği bu foto Gandi'nin bilinen en son fotograflarından biri.



V-J Day, Times Square,  "The Kiss" Alfred Eisenstaedt, 1945


Barışı herkesle kutlayalım...

Amerika'nın uzun süren mücadelesinin sonunu simgeleyen bu fotograf romantik olmayan tek öpüşme. Bir denizci ile hemşirenin bu öpüşmesi.

6 Ağustos 1945 yılında II. Dünya Savaşının bitimini kutlamaları sırasında Times Meydanında çekilen bu Öpüşme fotografı Life dergisinin kapağında yer almışdı.


Göçmen Anne   Dorothea Lange, 1936



Seni istemiyorum, büyük buhran....

Kaliforniya'daki bir sebze kampında çekilen bu fotograf, Büyük Deprasyon'un yüzü.

Dorothea Lange'in bu fotographında 32 yaşındaki Kalifornia'li çifçi anne , eşini tüborkulozdan kaybediyor ve kampda çalışarak 7 çoçuğunu yetiştirmeye çalışıyor.


Vietnamlı Gerilla'nın Polis Şefi Tarafından Kafasına Sıkılan Kurşun ile Öldürülmesi Eddie Adams , 1968


Vietnam savaşında Amerikan tutumunu gösteren resim. Şimdilerde yöntimi farklı......

Savaşı sona erdiren ama bir çok hayatları mahveden bu resim Eddie Adams'a 1969 Pulitzer Ödülü kazandırmışdı.

"Fotograflar  hala dünyanın en güçlü silahı" diyor Eddie Adams.  



Nagasaki Mantar Bulutu 1945

Tahrip gücü.....

Bu Mantar bulutu büyük bir enerji çıkışını gösteriyor. İlk Atom bombası II. Dünya Savaşında 6 Ağustos 'da Hiroşimaya atılıyor ve 80.000 kişi ölüyor. Diğeri ise 9 Ağustos'da Nagasaki'ye atılıyor ve tesir gücü daha fazla oluyor 150.000 kişi ölüyor. Ancak güçlü rüzgar, yüksek hava sıcaklığı ve radyadson uzun dönemli hasara neden oluyor.



Starving Child Vulture Kevin Carter 


Hala açlık ile savaşıyoruz.....

Sudanlı çoçuğun çektiği açlığı ve  yemek için onun  ölümünü bekleyen akbaba'nın bu resmi Afrika'nın sefalatine dünyanın dikkatini çekmiştir.
Kevin Carter'ın  Birleşmiş Milletler Gıda Kampında çektiği bu resim ile Pulitzer ödülü aldı. Kimse çoçuğa ne olduğunu bilmiyor ama bu resmi çektikten 3 ay sonra Carter intihar ediyor.

Kim Phuc in a napalm attack in South Vietnam  Nick Ut, 1972



Savaşın, terörün kötü yüzü....

Vietnam savaşında napalm bombasından askerilerin önünden koşan bu beş çoçuk Amerika'da evinde oturanları çok rahatsız etti ve yapılan savaş karşıtı gösteriler sonunda Vietnam savaşını bitiren en önemli kare olarak tarihde yerini aldı.



5 Yaşındaki Anne Lina Medina 1939



Tıp dünyasını etkileyen beş yaşındaki dünyanın en geç annesi.

1933 Peru doğumlu olan Lina Medina'nin birden karnı şişmeye başlıyor. Önce tümörden şüpheleniyor ve yapılan bir çok testten sonra  Lina'nın 7 aylık hamile olduğu anlaşılıyor. Doğan bebeğe Gerardo adı veriliyor. Gerardo 40 yaşında ölüyor ama Anne Lina  74 yaşında Chicago'da yaşıyordu.



Segregated Water Fountains in North Carolina  Elliott Erwitt, 1950


Toplumsal ayrımcılığa son....

Bu resim gösterdiki artık toplumsal ayrımcılık için bir şeyler yapılması gerekiyor.


Bazan bir resim 1000 tane kelimeden daha çok anlatabilir. Bugün burda dünyayı etkileyen fotografları paylaşdım.

Ben en çok Dali ve Einstein fotograflarını sevdim. Diğerleri çok hüzünlü.

Sizin favoriniz hangisi? En etkili fotograf hangisi ?



Kaynaklarım: Teşekkürler,

http://www.neatorama.com/2007/01/02/13-photographs-that-changed-the-world/

iyi hafta sonları,

Pin It

22 Eylül 2011 Perşembe

Bir İşbirlikçinin Mutlu Sonu / Yerel Kimlik Dergisi

Yerel Kimlik Dergisi 2011 26. Sayısı
Haziran ayı içinde beni Çekül Vakfı aradı ve bu resmimi kulllanıp kullanamıyacaklarını sordular. Bende kabul ettim ve resmin orjinallerini kendilerine gönderdim.

Uzun bir bekleyişden sonra Yerel Kimlik dergisinin 26. sayısı masama  gelince çok sevindim.

Yerel Kimlik Dergisi 2011 26. Sayısı
Prof. Ruşen Keleş'in "Yöneticiler için Sanat ve Tasarım Eğitiminin Önemi" adlı yazısında benim çekmiş olduğum bu Akdeniz Hekyeli'nin fotoğrafını kullandılar.

Adımıda yazmışlar. Emek hırsızlığı yok yani...

Yerel Kimlik Dergisi 2011 26. Sayısı

Ben her türlü paylaşımın desteklenmesinden yana olduğum için çok mutlu oldum.


Resmi kullandığım yazım;
http://bengiozkan.blogspot.com/2011/02/sevgi-ve-kucaklasmann-kadn-formu.html


YES Collaboration, NO Competition....

Her zaman desteklenecek....


Çekül Akademi 9 Ekim 2011'de Mimar Sinan için "Sinanla Yolculuk" adına bir seminer düzenliyor.
Ben orda olacağım, sizde katılmak isterseniz aşağıdaki linkden kayıt yaptırabilirsiniz.

DETAYLI PROGRAM ve KAYIT FORMU İÇİN:






Pin It

20 Eylül 2011 Salı

Tavsiye Ederim / Cappuccino Cafe ve Pony Club

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Bu pazar günü arkadaşlar ile Brunch yapmak istiyoruz ve değişiklik olsun diye başka bir mekan ararken Cappuccino Cafe ve Pony Club'u buluyoruz.

Burası Ümraniye İkea'dan Şile'ye doğru giderken Çekmeköy-Çavuşbaşı tarafına dönülüyor ve Çavuşbaşı yolu üzerinde sol tarafda.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

İki adet girişi var. Otopark tarafından girişi çok güzel, bana  düğün süslemelerini hatırlattı.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Burasıda anayoldan girişi. Girişin iki yanında masalar var.


Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Her taraf yemyeşil ve çok güzel ağaçlar var. Cafe'nin bir tarafında açık ve kapalı manejler var. Burda öğretmen eşliğinde ders almakda  mümkün. 10 dakikası 25 TL.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Yazın bahçesi , kışın kapalı mekanı ve barı mevcut. Biz yazın bu son günlerinde bahçe kısmını tercih ediyoruz.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Biz kahvaltı tabağı olarak Special VIP'ı seçiyoruz. Bana fiyatlar biraz pahalı geldi. İki kişi 70 TL.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Dedim ya çiçekler çok güzeldi. İşte sardunyaları. Saksısı nasıl ama...

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

 Bunlarda çok sevdiğim ağaçlar, sanki her köşeden bir süpriz çıkıyor.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Bu çiçekler satılıyor. 5 TL

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Çoçuklar için çok güzel. Oyuncak hayvanlarda vardı.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Gördüğüm en mahsun at Apaçi.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

 Apaçi'nin arkadaşlarıda var.

Cappuccino Cafe -Çekmeköy

Bir hafta sonu şöyle beton yığınlarının dışına kaçıp, temiz havada dostlarla beraber olmak isterseniz mutlaka tavsiye ederim.

Rezervasyon yaptırmanız daha iyi olacaktır.
Merkez Mah. Çavuşbaşı Cad. Atış Sok. No:4
Çekmeköy
Tel: 216- 640 25 26





Pin It
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Great! The file uploaded properly. Now click the 'Verify my file' button to complete the process.