19 Ekim 2010 Salı

İskenderiyeli Son Cesur Kadın............HYPATIA

Dostum Neslihan Ayanoğlu'ndan bir paylaşım.

İskenderiyeli, Son Platoncu, cesur, bilge, güzel, zarif, bilim kadını,efsane,hakkında nice şiirler,kitaplar yazılmış ve çok hazin bir son.....
Ben Hypatia'dan çok etkilendim. Yakında hayatını film olarak da izleyebiliriz. İşte size Hypatia........
Hypatia'nın hayali resmi Elbert Hubbard'un "Büyük Öğretmenlerin Evlerine Küçük Yolculuklar"("Little Journeys to the Homes of Great Teachers", New York, Roycrafters, 1908, alınmıştır. Gerçek Hypatia'nın portresi mevcut değildir.


Hypatia ismini ilk defa okul yıllarında duymuştum. Matematik bölümünde okurken, okul kolidorunda eski matematikçilerin fotoğrafları vardı ve altlarında yaşadıkları dönemler not edilmişti. Aralarında çok az kadın vardı ve Hypatia’da onlardan biri idi. Biz kızların iki şey dikkatini çekmişti. Az sayıda kadın matematikçi olması ve çoğunun ancak 40lı yaşlara kadar yaşamış olmaları. Hatta “matematik kadınlara gore değilmiş zaten, baksanıza fazla yaşamamışlar” derdik, ama açıkçası hiç Hypatia’nın hayat hikayesini merak etmemiştim.

Geçenlerde bir gazete haberi ile bu anımı hatırladım. Haber Hypatia ile ilgili idi. Hayatı filme çekilmiş ve Vatikan İtalya’da oynatılmaması için çok çalışıyormuş diyordu haber. Eee artık elimizin altında internet gibi muhteşem bir sistem var. Arama motorlarından birine “Hypatia” yazdım ve sonuçları okudum. Hayatı hem çok ilgimi çekti, hem de benim için yeni bir projenin başlangıcı oldu. Bu bilgilerin bir kısmını sizinle de paylaşmak istedim.

Hypatia, 370-415 yılları arasında İskenderiye'de yaşamış felsefe ve matematikle (özellikle geometri) ile ilgilenmiş bir bilim kadınıdır. Ünlü filozof, matematikçi ve gökbilimci Theon'un kızıdır. Theon İskenderiye Üniversitesi’nde matematik dersleri vermekte idi. Kızının eğitimi ile yakından ilgilendiği ve onu kendisi eğittiği söylenir. Hypatia ise babasının çalışmalarına katılmıştır. Theon, Euclid'in bir eserine şerh yazarken kızının da yardım ettiği söylenir.

Hypatia, İskenderiye'deki Museion'da felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir. Hypatia sadece matematikçi olarak tanınmaz, çeşitli bilim dallarında çalışmıştır; özellikle çok iyi bir eleştirmen ve yorumcu idi. Astronomik tablolar, appolonius konik kesitleri ve diophant üzerine yorumları vardır. Platon ve Aristotales'in tanıtılmasında dersleri etkili olur. Yeni-Platonculuk’a yakın durduğu söylenir. Yeni-Platoncu okullarla bağlantı halindedir. Museion'da verdiği dersler ve konferanslar Hypatia’nın ününü arttırmıştır. Hypatia bilim insanı olarak tanınmasının yanısıra zarafeti, bilgeliği, gençliği ve güzelliği ile de ünlenmiştir. Geniş bir öğrenci ve hayran kitlesi oluşturmuştur. Soylularla yakın ilişkiler kurmuş,

Pitolemais’ın putperest Valisi Orestes’in himayesine sığınmıştır. Kendisi dinsizlikle itham edilmiş, kurmuş olduğu siyasi ilişkiler düşmanlarının gözünü korkutmuş ve hakkında dedikodular ortaya atılmıştır. Yaşadığı dönem İskenderiye’de Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemdir. Çok tanrılığa karşı bir seferberlik ilan edilir, çok tanrılı tapınakların kiliseye devredilmesi söz konusudur. Bu durum şehirde ayaklanma çıkmasına neden olur. Asilerin başında Hypatia ile yakınlığı bilinen Olympius da vardır. Aslında Hypatia bu hareketin içinde değildir. Ancak Olympius ile olan yakınlığı karşı taraf için bir bahane olmuştur. Bu dönemlerde Rahip Cyril İskenderiye'ye başpiskopos olmuştur. Bu bir kısım çevreler tarafından benimsenmemiş ve bir çatışma ortamı doğmuştur. Cyril’in çatışma içinde olduğu kişilerin başında da Hypatia’nın dostu ve hamisi olan vali Orestes gelmektedir. Orestes ile Cyril arasında süren çatışma, Cyril’in Hypatia’ya karşı bir düşmanlık beslemesine neden olmuştur. Aynı zamanda, verdiği derslerden ve yaptığı çalışmalardan ötürü Hypatia’nın nüfuzu Konstantinapolis’e, Suriye’ye, İznik’e kadar ulaşmış durumdadır. Öğrencileri arasında soylu ailelerin çocukları da vardır. Fakat Hypatia’nın, öğrencileri ile birlikte halktan kopuk bir çalışma hayatı sürdürmesi, halkın inançlarına karşı duyduğu kayıtsızlık Cyril’in elini güçlendirmiştir. Zamanla, Hypatia’nın bir büyücü, dinsiz olduğu söylentileri yayılmış ve halk kışkırtılmıştır.

415 yılında, Petro'nun önderliğindeki Cyril'in keşişleri, Hypatia'nın ders verdiği Museion'un önünde toplanır. Pusuya yatan keşişler, Hypatia’nın arabasını durdurup etrafını sararlar. Giysilerini zorla çıkartarak onu bir kiliseye sokarlar. Koridorlarda sürükleyip sunağın önüne getirirler ve burada Pedro ve keşişler tarafından öldürülür. Öldürüldükten sonra bedeni sokaklarda sürüklenir, parçalara ayrılıp ve kütüphanesi ile birlikte yakılır.



Hypatia’nın ölümü, Yeni-Platoncu okulun da sona ermesi anlamına gelir. Baskı ve zulümden bıkan diğer filozoflar Atina'ya kaçarlar fakat İmparator Justinian’ın emriyle buradaki okullar da kapatılır. Bu süreç doğa bilimleri ve matematik alanlarındaki gerilemenin de başlangıcı olarak kabul edilir.

Eserleri;

Hypatia, daha çok eleştiri ve yorum türünde eserler kaleme almıştır. Çalışmalarını Euclid ve Ptolemy üzerinde yoğunlaştırmıştır. Felsefe, din literatürü ve dönemin matematik bilginlerinin uğraş alanı olan gizemcilik konularına ilgi duymuş; felsefe, matematik, gökbilim dersleri vermiştir. Hesychius’un rivayetine göre İskenderiyeli Diophantus'un Arithmetica’sına 13 ciltlik bir şerh, Pergelı Apollonius'un Konikler’ine ve Ptolemy'nin Matematik Kanon’una şerhler yazmıştır. Fakat bu eserler günümüze dek ulaşmamıştır. Bununla birlikte ne felsefe ne de bilim tarihinde adı belirgin bir şekilde geçmemektedir. Eserlerinin günümüze dek ulaşmamasının nedeninin, Hıristiyan düşünce açısında dinsizlikle suçlanmış olmasının ve çalışmalarının da yer aldığı kütüphanesinin yakılmış olmasının büyük payı olduğu ileri sürülür. Hypatia ile ilgili olarak günümüze dek ulaşan tek yazılı eser, öğrencisi Kyreneli Synesios'un yazdığı mektuplardır. Bu mektuplarda Synesios, ona duyduğu hayranlığı ve bilimsel çalışmalarına duyduğu saygıyı bildirmektedir. Bu yazışmalardan da usturlabın Hypatia tarafında geliştirildiği anlaşılmaktadır.

Sonraki dönemde Hypatia etkisi:

Hypatia, ölümünden bu yana unutulmayan bir isimdir. Adeta bir efsane haline gelmiştir Zamanla hakkında romanlar, oyunlar, şiirler yazılmıştır. Bilim ve sanat alanında sembol olmuştur. Diğer yandan, kendisine karşı grup içinde hep "İskenderiyeli hayasız bir kadın öğretmen", “Hıristiyanlığa karşı korkunç bir kin besleyen” olarak kabul edilmiştir. Filminin bile Vatikan’ın tepkisine neden olması belki bu eski düşüncenin etkisi.

Voltaire, Hypatia’nın bir Hıristiyan komplosuna kurban olduğunu yazar. Ona göre Hypatia, "Hıristiyan bağnazlığının masum bir kurbanı; öldürülmesi ise, yunan tanrılarıyla beraber, sorgulama özgürlüğünün de ortadan kalkışının bir simgesi”dir. Voltaire bir aydınlanma filozofudur ve Hypatia onun kilise muhalifliğinde sembol olarak kullandığı bir isimdir.

On dokuzuncu yüzyıl da Charles Leconte de Lisle Hypatie adlı bir şiir kaleme almış ve bu şiirinde Hypatia'yı tarihin değişen koşullarına adanan bir simgesel kurban olarak ele almıştır.

Takip eden yıllarda yine hakkında bir çok şiir, roman ve oyun yazılmaya devam etmiştir. "Plato'nun ruhu, Afrodit'in bedeni"ni taşıyan Hypatia, feminist sanata da konu olmuştur.. Feminist sanatçı Judy Chicago, 1979'da San Francisko modern sanat müzesi'nde açtığı heykel sergisinde Hypatia'yı, tüm görkemiyle göz kamaştıran bir akşam yemeğinde, batı uygarlığının diğer ünlü ve yetenekli kadınlarıyla birlikte sergilemektedir.
Pin It

1 yorum:

Binnur Zaimler dedi ki...

Gökbilime katkıda bulunan tüm alimlerin iyi birer matematikçi olduklarını biliyoruz. HYPATIA hem bir alim hem de o kadar epikürist alimin ortasında o dönemde Kadınları temsil ederek harika bir iş yapmış.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Great! The file uploaded properly. Now click the 'Verify my file' button to complete the process.