12 Aralık 2010 Pazar

Yaşayan İnsan Hazinesi " Sıtkı Olçar"'da Gitti

Sene 1992, ben üniversiteden yeni mezun olmuş ve bir vakıfta çalışıyordum. Vakıf Almanya'daki bir üniversite ile anlaştı ve Kütahyalı-Afyonlu iş adamlarına seminerler verdi. Üniversiteden 2 hoca 2 ay boyunca Türkiye'de ders verdi ve sonrada tüm işadamlarını Almanya'ya götürerek ordaki üretim alanlarını gezildi.

Bende organizasyonun Kütahya kısmından sorumlu idim. Akşam derslerde ve gündüzleri gezilen tesislerde tercümanlık yapıyordum. Hocalar bizim iş adamlarına tesisleri ile ilgili önerilerde bulunuyordu. Anadolu insanı bilgiye değer veriyor ve ağırlama süper ne kadar büyük iş adamı olsalarda.

Benim çalışma hayatımda kazandığım  heyecanın temelleri buralarda yatar. Hala bir tesis gezdiğim zaman çok heyecanlarınım ve tüm iş adamlarını katma değer yarattığı için kendimce desteklerim. Şu anda yaptığım işte bile en önemli mottom budur. Tüm kurumsal ve kişisel etiklerime dokunmadan Türk işadamlarını desteklemek herşeyin ötesindedir. Geçen sene bir müşterim Dünyanın ikinci ,Türkiyenin ilk tesisini Kocaeli'nde kurmaya başladığında bir hafta sonu heyecandan  hiç uyuyamadığımı hatırlarım. Allahım bizde de böyle tesisler olacak diye. Onlar bunu bilmezler ama tüm proje boyunca o konu ile ilgili gelen her şeyi en önce yapıyordum. Sonra bana kazık attıklarında bile kızamamıştım.

Sıtkı Olçar ilede böyle tanıştım. Kütahyalı Çini ustası. Bizi şehir merkezinin dışındaki mağarasına götürmüştü. O zamanlar İstanbul'dan bazı önemli iş adamlarının gelip burda hafta sonu kaldıklarını söylemişti. ALman hoca çok etkilenmişti. Mağara yolu üzerinde bir tarladan geçerken orda çalışanmı tarla sahibimi tam hatırlamıyorum onun çömlek yapma yeteneğini keşfetmiş ve desteklediğini söylemişdi ve mağarada bulunan onun yaptığı bir çömleği bana hediye etmişti.  Yıllardır bu çömleği saklarım. Sıradışı olduğu her halinden belli idi ustanın. Sonrada bir daha kendisi ile karşılamadım ama Sıtkı Olçar ile ilgili her haberi takip ederdim.

Evet Sıtkı Olçar'ı 16 Kasım 2010'da kaybettik. Ben böyle bir ustanın daha yapacak çok şeyi varken 62 yaşında yitip gitmesine çok üzüldüm.

Sizinlede böyle bir ustadın hayat hikayesini paylaşmak istedim.

Sıtkı Olçar, 1973 yılında “Osmanlı Çini” adını verdiği kendi atölyesini kurdu. Antik desen ve formları uyguladığı çini çalışmalarında, İznik ve Kütahya örneklerini ele alarak yeni biçim ve “öz” arayışına yöneldi. 1980’den itibaren, özellikle İznik çinileri üzerine çalıştı ve kaybolup gitmekte olduğu sanılan Kütahya çiniciliğine yeni bir boyut ve dinamizm getirdi.

İznik çiniciliğinin sırrı 300 yıldır çözülemeyen “mercan kırmızısı”nı bulmayı amaç edindi Sıtkı Usta. Çanakkale seramiklerini de yeni bir yorumla ele aldı. İlki 1980 yılında olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açtı. 1986 yılında Yunanistan’ın Volos kentinde düzenlenen V. Balkan Ülkeleri El Sanatları Sergisi’nde ülkemizi temsil eden Sıtkı Usta’nın yapıtları özel koleksiyon ve müzelerde bulunuyor.

Alman dergi "Der Spigel" Sıtkı Olçar'ı "Çininin Picasso'su" olarak adlandırıyor.


UNESCO "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödüllü sıra dışı seramik sanatçısı Sıtkı Usta, farklı dokunuşlarıyla sanatında kendi tarzını oluştururken, kendisine ve sanatına ilham veren Kütahya'dan da hiç kopmuyor. Kütahya çinilerini tüm dünyaya tanıtan, daima herkesin ilgisini buraya çekmeye çalışan Sıtkı Usta; çiniciliğe farklı bir boyut katarak bu geleneksel Türk el sanatının değerini ülke sınırlarının dışına taşıyor. İşte böyle bir usta Sıtkı Olçar

http://www.sitkiusta.com/pPages/pArtist.aspx?paID=22&section=1&lang=TR&bhcp=1 Pin It

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Great! The file uploaded properly. Now click the 'Verify my file' button to complete the process.